İstanbul seçimlerinde, iki ittifakında foyası meydana çıktı. Bu seçimler Türkiye´ye, bütün Dünyaya ve gelecek nesillere çok kötü örnek oldu. Türkiye milyonlarca oyunu bir günde sayarak sonucu ilan ediyor, 15 gün geçmesine rağmen İstanbul´un içinden çıkamıyor, yazıklar olsun.
Kanunlarımıza göre, nüfusa dayalı seçmen listelerinin tanziminden, sandığın güvenliğine, sandık başkanlarının atanmasına kadar her türlü işlemi yürütmek, denetlemek iktidarın kontrolü altında yapılmıştır. Hale bakın ki iktidar bu işlerin hukuka uygun yapılmadığından şikâyetçi.
İktidar partisi, seçim ve sayım güvenliğinden nasıl şikâyetçi olabilir. Olduğunda da ki oluyor aklını kullanan kaç kişi şikâyetlere hak vere bilir?
24 Haziran Genel seçimlerinden sonra, Ülkemizin sandık tartışmasından hızla çıkartılması gerektiğini, aksi halde seçimlerimizin tartışmalı duruma düşeceğini, demokrasimizin yara alacağını belirterek, mecliste bu konuda komisyon kurulmasını daha kuvvetli kanun yapılmasını önermiştik.
Özellikle Ak partinin seçim işlerinden sorumlu aklı evveller, bir çuval inciri berbat etti. Şimdi işin içinden nasıl çıkacakları hususunda debelenip duruyorlar. İşin esas önemlisi Genel başkana hesap veremedikleri için aklın almayacağı beyanatlar vererek zevahiri kurtarmaya çalışıyorlar, yazıklar olsun.
İstanbul seçimlerinde kim kazanırsa kazansın YİTİĞİMİZ vardır, YİTİK demokrasidir, sandığın namusudur. AKP ve CHP yi idare edenler aceba belli bir süre sonra kendi çocuklarına ve torunlarına 15 günde bile İstanbul´un 3-5 ilçesinin büyük şehir belediye başkanının oyunun sayılamadığını nasıl anlatacaklar?
Bir vatandaş olarak, AKP ve CHP yetkililerinin televizyonlarda İstanbul seçimleri, sandıklara itirazları ve ilgili gerekçelerini dinlerken, yüzüm kızarıyor çoğunu da dinlemiyorum. Ak parti yetkililerinin, becerisizliklerini ve Cumhurbaşkanını düşürdükleri durumu da görmek istemiyorum.
2002 den bu yana bütün partilerin ve genel başkanlarının her türlü çabaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ı bu kadar sarsamamıştı. Sadece İstanbul seçimlerinde kendi partisinin yetkilileri bunu becerdi. Bu becerilerinden dolayı herhâlde mükâfatı hak ettiler!
Biz bu tip sahneleri Anavatan Partisinde, Rahmetli Özal´ın kendi adamları ve yakınları tarafından nasıl perişan edildiğini hatta küçük düşürülerek ağlattığını görmüş ve rahmetli Mehmet Altınsoy´dan dinlemiştik.
Özal rüzgârını asla o günün muhalefet, durdurup yok etmedi, yakınındaki basiretsiz, beceriksiz ve art niyetliler rüzgârı durdur du ve sonrada ölümüne yol açtılar. Sonrada hepsi dağıldı, çünkü beş para etmezlerdi.
Umarım ve beklerim ki, Cumhurbaşkanı, Özal´ın durumunu dikkate alarak doğru ve isabetli olarak tedbirlerini alıp, beceriksizleri vede kendi deyimiyle, METAL YORGUNLARINI geriye çekerek yeni ve güçlü atılımları becersin.
Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola