Tarih boyunca Türklerle, Rusların MİLLİ menfeatları hep çatışmıştır. Ne yazikki uzun dönemde kazanan daima Ruslar olmuştur. Acep nedendir?
Türkiye´nin varlığı ve Türk Dünyasının geleceği, Rusya´nın kuvveti ile ters orantılıdır. Öyleyse Türk Milli siyaseti, Rus emellerine daima karşı olmalıdır.
Dünyada, hür ve bağımsız yaşamanın tek yolu ekonomik bağımsızlıktan geçmektedir. Ekonomik bağımsızlık ise ürettiğinden AZ TÜKETMEKTİR. Ülkemizde ise maalesef ürettiğimizden çok, hemde pek çok tüketmekteyiz.Ne yazik ki bunu da marifet sanıyoruz.
Dündar Taşer; ?´ Esas iş, fikir ortamını hazırlamak, milli dinamizmin prensiplerini yaymaktır. Toplumsal dertlerimiz, ancak milli görüşe sahip bir zihniyetle halledilebilir. Millete ve millî görüşe tamamen zıt, hasta zihniyetin arkasına takılmak felaket getirir.´´ Diyor.
Bu gün gelinen noktanın, nedenlerini milli görüşün dışındaki yerlerde ve kişiler de arama veya kişilerin peşine düşme, zaman kaybından başka bir şey olmadığı gibi, gittikçe kapitalizmin esiri ediyor.
Kapitalizmin pençesinde çırpınan Türkiye, tüketim ve gösteriş ülkesi olmuştur. Bununla da kalmayarak haylı vicdansız, edepsiz, hak ve hukuka bigâne kalan, saygısız insanlar ülkesi haline gelmiştir.
Muhafazakârlık, milliyetçilik, dindarlık, örf ve âdete bağlılık felsefesine bağlı olarak yaşayanlar horlanıp beceriksizlikle nitelenerek zavallı yerine konmaktadır. Düştüğümüz bu acı durumdan kurtuluş reçetesi yok mudur aceba?
Evvela, milli ve milli olmak ne demek veya milli emel ne demek, Türk insanı ve gençliği bunu adı gibi öğrenmeli vede öğretilmeli. Peki, eğitimimizde milli ve milli emel öğretiliyor mu? Sanmıyorum. İthalat ve ihracatçımıza öğretiliyor mu? Sanmıyorum.
Ülkemizde vatan, millet, din, iman ve milliyetçilik kavramları mevki, makam, saltanat, lira, dolar, avroya bağlanmış gözükmektedir. Bu millet olarak bizi felakete götürür.
Devletimiz ve devletimizin başı, devlet başkanımız, iç boğuşmalardan sıyrılıp Orta Asya Türk Cumhuriyetleri birliğini kurmaya yönelerek, halkımıza yeni ufuklar açarak, içeride ki beş kuruş etmeyen itişip kakışmadan halkımızı kurtarmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyada ki Türklerin ağabeyi, Müslümanların gözünde kurtarıcı olarak görünüyorsa ki bize göre öyle. Bu devlet artık bu görevlerini fark edip görevini ifa etmelidir ki, iç dalaşmalar bitirip ideale doğru koşalım.
Yurt dışında kalan ve okuyan gençlerimize direk veya dolaylı milli ve milli emel den bir nebze bahsedilerek nasıl hareket edecekleri hakkında bir öneri sunuluyor mu? Sanmıyorum.
Siyasetçilerimiz nutuklarında büyük Türk Devleti diye söze başlayıp, Selçuklu ve Osmanlıyı örnek göstererek karşımızdakilere gözdağı veriyorlar. Bunda bir beis yok versinler, ancak elan Türkiye Milli meselelerde Selçuklu ve Osmanlının yolunu izliyor mu? Hayır.
Artık dünyada her devlet diğerinin ekonomik gücünü, milli birliğini ve milli hassasiyetlerini çok iyi biliyor. Kimse fasa, fisoya kafa vermiyor.
Esas konumuz RUSLAR ve TÜRKLER ´di. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra, bağımsızlığını ilan eden; Kırgızistan, Moğolistan, Kazakistan, Tacikistan, Tataristan, Türkmenistan, Özbekistan ve Azerbaycan´la bir birlik kurabilmenin yolunu Türkiye bulmalıdır.
Bu Türk Devletleriyle Rusya´nın göz yumduğu kadar mı ilgimiz var? Yoksa tarih ve kültür birliğimizin gerektirdiği kadar mı ilgimiz var? Daha evvel rahmetli Özal´ın gayretleriyle kurulan haylıda mesafe alınan Orta Asya Türk Devletleri ile Türkiye´nin kurulan birliğine ne oldu? Hiç bahseden yok.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, derin dış politika uygulayarak Asya´da ki kardeş devletlere elini uzatıp, onlarla her türlü iş birliğine girmediği sürece ekonomik atılım yapamaz. Onların yer altı ve yer üstü zenginliklerini Rusya´ya, ABD ye ve AB ye yedirmemelidir. Rusya´ya güvenerekte bunu sağlayamaz.
Orta Asya dururken Türkiye´nin 70 senedir Avrupa Birliği ile uğraşması beyhudedir. Avrupalı, dini inancımızdan dolayı biz oyalamıyor Orta Asya, Türk Birliğini, Dünya İslam Birliğini kurdurmamak için oyalıyor. Avrupa´nın bu zihniyetide Rusya´nın ve ABD nin işine geldiği için gayet memnunlar.
Bu yazdıklarımızdan, yazamadıklarımızdan anlayanlar anlar, biz sadece rahmetli Necmettin Erbakan ve Alpaslan Türkeş ile Alpaslan ve Osman Beyin yolunun takip edilmesini biliyor ve ona inanıyoruz.
Bu gün olmasa bile bir gün bu yolu izleyecek kahraman ve kahramanları elbet bu millet çıkaracaktır.
Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.
