Cumartesi’den devam.
Cumartesi günü 30 Ağustos zaferimizin 103. şanlı yıldönümündeki yazımda bu zaferinde Malazgirt Savaşındaki gibi Müslümanların din kardeşliğinden gelen imanla kazanıldığını belirtmiştim.
Aşağıdaki linkler ise yazılanların bir başka kanıtı:
Birçok kaynakta ise Sultan Muhammed Alparslan’ın “Kürt amcaoğulları imdadımıza yetişti” https://www.anadolugenclik.com.tr/turklerin-amcaogullari-kurtler-ve-malazgirt-savasi-209
“https://serbestiyet.com/yazarlar/sultan-alparslan-malazgirt-savasi-ve-kurtler-3561/”
İslam kardeşliği bilinciyle Sultan Alp Arslan’ın komutasındaki ordunun saflarına geçtiğini belirttikleri bazı kaynaklarda ise Kürtlerin de katılmasıyla maksimum 40.000 kişi olan Müslüman askerleri, kendilerinin en az 5 misli fazla olan Roma askerini yenmeleriyle.
Yine tarihlerin kaydettiği Malazgirt Meydan Savaşı, Müslümanların zaferiyle sonuçlanan İslam ve Türk tarihinin önemli bir zaferi olmasının yanında Anadolu’nun bize yut olmasını ve birliğimizi in kardeşliğimizle muhafaza etmemizle kıyamete kadarda bize yurt edecek başarıdır.
BİRİNCİ VE İKİNCİ KOSOVA ZAFERLERİDE DİNİMİZ İSLAMDAN GELEN İMANIN MEYVELERİDİR!!!
28 Haziran 1389 tarihinde Kral Lazar’ın komutasındaki 20.000 civarındaki Hristiyan askerlerinden oluşan kuvvetlerle 1. Sultan Murat Han komutasındaki 5000 kişi olduğunu ilkokuldan itibaren okuduğumuz tarih kitaplarında yazılan bu savaşta Müslüman Osmanlı’nın 5000 kişilik ordusunun, kendisinden 4 misli fazla olan orduyu yenmesiyle…
Bu savaştan 59 yıl sonra ikinci kez aynı yerde yapıldığı için “2. Kosova Savaşı” olarak isimlendirilen savaşın ise 17 Ekim 1448’de Sultan İkinci Murat’ın komutasındaki 60 bin civarındaki ve bu sayıdan çok fazla olduğu konusunda tarihçilerin hemfikir olduğu Macar Kumandan Janos Hunyadi komutasındaki Balkan milletlerinden oluşan ordu arasındaki 2,5 gün süren savaş da Müslüman Osmanlı askerlerinin zaferiyle sonuçlandı.
MİLLİ MÜCADELEYE RUH VEREN SAVAŞ “ÇANAKKALE ZAFERİ”
İstiklal Şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un tabiriyle tek dişi kalmış canavar olan ve bizi Boğazlar’ın hasta adamı olarak gören bu nedenle, vurulacak bir darbeye bile ihtiyaç olmadığını, kuvvetli bir fiskeye bile dayanamayacağımız kesin, sabit fikriyle üstümüze leş yiyen karasinekler gibi üşüşen.
Fakat dinsiz ve materyalist şımarıklık, beklentinin tam tersi bir oranda asker, silah ile mühimmat ve diğer savaş araçlarıyla o zamana kadar Boğaz’ın tarih boyunca görmediği kadar savaş gemisi ile doldurarak yaptıkları hayâsızca akında, Müslüman Osmanlı’nın imanlı askerleri tarafından Bedir, Çanakkale, 1. ve 2. Kosova zaferlerini kazanan aynı imanın etkisiyle, şu tek dişi kalmış canavarlar bertaraf edildi.
Bu savaşta bizim cephede savaşırken şehit olan, gazi olarak cephe gerisinde tedavi olurken ölen, tifo ve diğer hastalıklar ile beslenme yetersizliğinden ölen, tebdili havaya gidip gelmeyenlerle birlikte yarısı o döneme göre iyi eğitimli ve öğretmenler ile din adamlarından da oluşan en az 250.000 vatan evladını kayıp verdik.
Düşmanın bizden katbekat fazla olan kendi ülkelerinden, sömürgelerinden, Avustralya ve Yeni Zelanda başta olmak üzere İngiltere’nin denizaşırı topraklarından gelen ve elbiseleri, ayakkabıları ile diğer tüm askerî teçhizat yönüyle bizden her yönüyle modern ve ileri imkânlara sahip olan; sayı olarak da bizim askerimizin katbekat fazla olmalarının yanında üç öğün en iyi şekilde beslenen muhkem orduya karşı verilen mücadeleyle kazanılan zaferin, akılla, silah gücüyle değil de imanla kazanılmasına alınan sonuç somut örnek değil mi?!!!
Yerimiz fazlasıyla dolmasına rağmen maalesef şanlı 30 Ağustos Zaferimizle ilgili seri yazımda dile getirdiğim tamamı imanın zaferi olan yazacaklarımı tamamlayamadım.
Çarşamba günü Kutlu Nebimizin ihtiyar dünyamızı aydınlattığı mübarek doğum günü ve bu gün için kutlanan Mevlit Kandilini yazacağımdan Hakkın izniyle bu seri yazının 3. bölümünü Cuma günü yazacağım.
Yüce Yaratanımın izni ve sizlerin hoşgörüsüne sığınarak Cuma günü bu serimizdeki Kurtuluş Savaşımızı ve bu savaşımızın bitirilmesinin sağlamasının yanında bu savaşın zaferle sonuçlanmasıyla tarihimize “30 Ağustos Zafer Bayramı” olarak geçen bu şanlı zaferin elde edildiği savaşın hangi şartlarda kime karşı yaptığımızı yazacağım.
Takibiyle imanınızın daha da kavileşmesi / kuvvetlenmesi dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Devamı Cuma’ya.