Beka, sadece devletler ve milletler için kullanılan bir kelimedir. Özelliklede TÜRKLER için çok önemlidir. Çünkü önceleri Türkler ve sonrada MÜSLÜMAN TÜRKLER için hayat memat meselesidir.
Beka; Belirtme hali olarak ifade edilerek şöyle tarif ediliyor: 1- Bir Devletin toprak bütünlüğünü, ahdi hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle hayatını devam ettirmesi. 2- Kalıcılık, Ölmezlik. İşte bütün mesele bir milletin bir ferdinin dahi aksi düşüncede olmaksızın bu iki maddede anlaşması ve malıyla, canıyla arkasında olması gerekiyor.
Devletimizin yöneticileri gurur ve kibire kapılmadan BEKA konusunu açık açık anlatarak seksen milyonu birlikte ayağa kaldırmaları gerekir. Bu ayağa kalkışla bu millet ataları gibi yine tarih yazar. Çünkü genlerinde ve imanlarında bu ruh mevcut. Yeter ki yöneticiler bölmesin, tek ferdini bile ötelemesin.
Bu aziz ve çilekeş, bazende kadersiz milletin, tarih boyunca başına gelmedik kalmadı. İslam´dan önce devletleri için, ölümü hiçe saydılar ve BEKALARINI korudular. Müslümanlıkla beraber Allah yolunda ve onun rızası için devlet, millet ve dinleri uğruna akıl almayacak işleri başardılar ve bekalarını korudular.
Ne yazik ki devlet ve millet idarecileri devletin bekası için önce dış düşmanları öne sürdüler, halkıda haylı buna inandırdılar. Ne yazik ki biz buna asla inanmadık ve inanmıyoruz. Dış düşman senaryoları içte güç elde etmek sonra da siyasi rakiplerinden intikam almaktan ibaret oldu.
Bizim idarecilerimiz, sebep sonuç meselelerinde sonuçla uğraşmışlar, halkın ya üzülmesini ya da sevinmesini öne çıkarmışlardır. Gerçekleri çok zaman halka anlatmayı değil, kendi ikballerine göre hareket etmeyi tercih ederek milleti gerçeklerden uzak tutmuşlardır. Tabi olarak nesilleri doğru bilgilendirmeyerek boşluğa düşmelerine neden olmuşlardır.
Sebepler üzerinde durmak idarecilerin hiç işine gelmemiştir, halende gelmiyor. Çünkü ucunun bir şekilde gelip kendilerine dokunacağından korktukları için, sonuç üzerinde durmayı tercih etmişlerdir.
Ne yazik ki sonucuda doğru tahlil etmeyerek, kendilerinin nasıl işine geliyorsa topluma öyle aktararak içteki bozguncuların üzerini örtmüşlerdir. Türk tarihi bu tip gel gitlerle her zaman sarsılmıştır. Tarihte üç beş defa da BEKA sorunu ile karşılaşmıştır.
Bu millet, BEKA sorunu ile her karşılaştığında büyük bedeller ödemiş ve izdırap çekerek ÖLMEZLİĞİNİ sağlamıştır. Sağlamıştır ama Cihan hâkimiyetini kaybetmiştir. Son bin yılda bu millet Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde devletin BEKASINA inanmayan üstelik devletin üst kademesinde olanlar tarafından Cihan hâkimiyetini kaybetmiştir.
Şu an Başkan, ERDOĞAN ve MHP genel, Başkanı BAHÇELİ, Devlet ve milletimizin beka sorunu yaşadıklarını her gün tekrarlıyorlar. Devlet ve millet için hiç düşünmeden canını vermek isteyenlere daha açık ve net olarak günlük siyasetten uzak anlatmaları gerekmektedir
Milletin seçtiği ve seçilenin atadığı her görevi millet adına yaptıklarına göre, millet hayatına tesir edecek sorunları neden millete açık açık anlatmıyorlar? Kendini asıl yerine koyan yöneticiler dara düştüklerinde de milletten yardım istediklerinde milletin tamamı buna nasıl inanacaklar?
Türk Milleti, hamdolsun sömürge hayatı yaşamamıştır. Düşmüş, kalkmış, inerçıkar güç edinmiş ama BEKASINI sağlamış, hürriyetini, vatanını korumuş ve bayrağını dalgalandırmasını bilmiştir.
Türklük ve İslamlık için umut ÜLKEYİZ ama topyekûn buna aklımız ermiyor. BEKAMIZDA, ÖLMEZLİĞİMİZDE; Türk ve İslam kelimelerinin içinde mevcuttur.
Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.
