Aksaray BARO Başkanı Beytullah Coşkun bir basın bildirisi yayınladı.Coşkun yayınladığı basın bildirisinde şunları söyledi. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ /PDY soruşturmaları kapsamında Şüpheli Şükran AKBAŞ´la ilgili olarak ulusal basında çıkan haberler ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Mahmut TANAL´ın meclis´te yaptığı konuşmalara katılmamız mümkün değildir.

Aksaray Baro Başkanlığı olarak yapılan soruşturmaları titizlikle takip ediyoruz. Tüm soruşturmalarda Aksaray Barosu olarak CMK´dan avukat tayin ediyoruz.

Aksaray´da savcılarımız tüm suç örgütleri ile olduğu gibi FETÖ/ PDY örgütü ile ciddi bir mücadele vermiştir ve vermeye devam etmektedir.

Şu ana kadar meslektaşlarımızdan yapılan soruşturmalarla ilgili olarak hiçbir şikâyet almadık, ayrıca Baro olarak da hukukun üstünlüğünden taviz vermeyeceğimizi net bir şekilde ifade ediyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Mahmut TANAL´ın mecliste yaptığı konuşmada soruşturma savcısı Ayhan DEMİR´in küvezdeki çocuğu annesinden ayırdığı belirtilmekte ve mağduriyetten bahsedilmektedir.

Şüpheli Şükran AKBAŞ isimli şahıs aranan kişilerden olup yakalaması bulunmaktadır. Aynı şekilde eşi de şu an kaçaktır. Her ikisi de FETÖ/PDY örgütü kapsamında suçlanmaktadır.

Şüphelinin avukatı olan meslektaşımız Av. Tuba ASPAR ile yaptığım görüşmede şüphelinin ifadesi esnasında savcı tarafından herhangi bir baskının yapılmadığı kurallara uygun davranıldığı belirtilmektedir.

Şüpheli iki haftalık olan küvezde bulunan çocuğunu doğumdan sonra iki defa ziyaret etmiş ve 5´er dakikalık görüşme yapmıştır. Çocuğunu nüfusa kaydettirmemiş, ismini dahi koymamıştır. Doktordan seyahat edemez diye sahte rapor almıştır.

Soruşturmalarda oldukça hassas davranan Savcımız Ayhan DEMİR bu olayda da hassas davranmış küvezde bebeğinin olması ikinci bir kişinin yani küçük çocuğun hayati tehlikesinin bulunması nedeni ile Adli Kontrol ile serbest bırakılmasını talep ederek Sulh Ceza Hakimliği´ne şüpheliyi sevk etmiştir.

Ayrıca aynı şartlarda bulunan bir başka anneye de her ikisini de ciddi deliller olmasına rağmen Adli Kontrol talebinde bulunmuştur.

Ülkemizin içinde bulunduğu zor şartlarda suç örğütleri ile amansız bir şekilde mücadele eden savcılarımızı, hakimlerimizi eleştirmek, soruşturmaları sulandırmak için ve tamamen siyasi gayelerle yapılan açıklamalara katılmamız mümkün değildir. Dosya kapsamını bilmeden açıklama yapılmasını da doğru bulmuyoruz.

Ayrıca bu tür çıkışlar bir nevi terör örgütlerine destek vermek olduğu bilinmelidir.

Aksaray Barosu olarak yapılan soruşturmaların hukuk kuralları içerisinde ve hakkaniyetli olduğundan eminiz. Gerçekten soruşturmalarda en ufak bir mağduriyet yaşanırsa takipçisi olacağımız bilinmelidir. Haksız yere savcılarımıza yapılan linç kampanyasına da karşı durmak zorundayız, el ele vererek tüm sorunlarımızdan kurtulacağımıza eminim.

Gün halkımızın ve tüm siyasi partilerimizin birlik günüdür.

Bu ülke hepimizin sahip çıkmak zorundayız.